Résultats connexes

• Suriyeli (adj.)
  سوري
  plus ...
• Suriyeli (n.)
  سوري
  plus ...
• konum
  وَضْع
  plus ...
• oluşturmak (v.)
  وضع
  plus ...
• işgal (n.)
  وضع اليد
  plus ...
• pozisyon (n.)
  وضع
  plus ...
• yakıştırmak
  وَضَعَ {[َ وَضْعًا]}
  plus ...
• bestelemek (v.)
  وضع
  plus ...
• hal
  وَضْع
  plus ...
• duruş (n.)
  وضع
  plus ...
• dünyaya gelmek
  وَضْع
  plus ...
• atmak {koymak}
  وَضْعَ
  plus ...
• emlak (n.)
  وضع
  plus ...
• poz
  وَضْع {ج أوضاع}
  plus ...
• vaka (n.)
  وضع
  plus ...
• koymak (v.)
  وضع
  plus ...
• vaziyet (n.)
  وضع {ج أوضاء}
  plus ...
• çare bulmak
  وَضَعَ الْحَلّ
  plus ...
• statü (n.)
  وضع {ج أوضاع}
  plus ...
• konjonktür (n.)
  وضع
  plus ...
• rapor yazmak
  وَضَعَ تَقْريِرًا
  plus ...
• yerine koymak
  وَضَعَ مَكَانَهُ {[َ وَضْعًا]}
  plus ...
• gergin durum
  وضع متوتر
  plus ...
• takoz koymak
  وَضَعَ إسفين
  plus ...
• süredurum
  اَلْوَضْعُ الحالي
  plus ...
• halden anlamak
  يقدِّر الوضع
  plus ...
• süredurum
  اَلْوَضْعُ الرَّاهِن
  plus ...
• kanun koymak
  وَضْعُ الْقَانُون
  plus ...
• işaret koymak
  وَضْع عَلاَمَة
  plus ...
• saldırı durumu
  وضع الاقتحام
  plus ...

les exemples

• Kesinlikle dar bir piyasası var. Savunması zor.
  إنها بالتأكيد أسواق متخصصة صعب وضع سور عليها
• Durumu iyi anladınız mı Kaptan Soren?
  هل تفهم الوضع كابتن سورين؟
• Durumu iyi anladınız mı Kaptan Soren?
  هل تفهم الوضع كابتن (سورين)؟